فَلَمَّٓا اَتٰيهَا نُودِيَ يَا مُوسٰى
Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:
..اِنّ۪ٓي اَنَا۬ رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَۚ اِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۜ
Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ´dasın!
..وَاَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحٰى
Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver
..اِنَّن۪ٓي اَنَا اللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدْن۪يۙ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ لِذِكْر۪ي
Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah´ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl
..اِنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ اَكَادُ اُخْف۪يهَا لِتُجْزٰى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعٰى
Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye neredeyse onu (kendimden) gizleyeceğim
..فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوٰيهُ فَتَرْدٰى
Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!
..وَمَا تِلْكَ بِيَم۪ينِكَ يَا مُوسٰى
Şu sağ elindeki nedir, ey Musa?
..قَالَ هِيَ عَصَايَۚ اَتَوَكَّؤُ۬ا عَلَيْهَا وَاَهُشُّ بِهَا عَلٰى غَنَم۪ي وَلِيَ ف۪يهَا مَاٰرِبُ اُخْرٰى
O, benim asamdır, dedi, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkelerim; benim ona başkaca ihtiyaçlarım da vardır.
..قَالَ اَلْقِهَا يَا مُوسٰى
Allah: Yere at onu, ey Musa! dedi
..فَاَلْقٰيهَا فَاِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعٰى
Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!
..