Kuran'ı nasıl okumalıyız?

Dersler
Kuran'ı nasıl okumalıyız?

Kuran'ı nasıl okumalıyız?

KURAN'I NASIL OKUMALIYIZ?  

Kuran'ı daha iyi anlamak için onunla alakalı genel bilgilere sahip olmalıyız.

Örneğin; sure nedir, ayet nedir, Mekki ayet/sure-Medeni ayet/sure nedir, bunlar gibi konularda bilgi sahibi olmalıyız. Ayrıca Kuran'da çok geçen (rab, şirk, küfür, ibadet gibi) kavramların ve kelimelerin ne manaya geldiğini bilmeliyiz ki bütüncül bir şekilde manayı kavrayabilelim.  

1- HAKKINI GÖZETEREK OKUMALIYIZ;  

Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler (den bazısı) onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten zarara uğrayanlar onlardır. (Bakara, 121.)  Hakkını gözeterek okumak nasıl olur?  

2- İÇİNDEKİLERLE AMEL ETME NİYETİYLE;  

Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Allah şu Kur’an’la amel edip hayatlarını onunla ayarlayan toplumları yükseltir. Onun izinden gitmeyip onu arkalarına atanları da alçaltır.” (Müslim.)  

Kur’an ile amel edip hayatlarını ona göre ayarlayan toplumlar nasıl yükseliyorsa, Kur’an ile amel edip hayatlarını ona göre ayarlayan bireyler de aynı mükafata nail olmaktadır. Nitekim şu hadis bu ifademizi desteklemektedir;

“Kur’an oku ve yüksel, okuduğun nisbette cennet basamaklarından yukarı çık. Dünyada ağır ağır okuduğun gibi şimdi de ağır ağır oku. Şüphesiz senin cennette yerleşeceğin yer okuduğun ayetin son noktasıdır. Ne kadar okursan o kadar yükselirsin” (Ebu Davud, Tirmizi.)  

“Kim Kur’ân-ı Kerîm’i okur ve onunla amel ederse, kıyâmet günü ebeveynine bir tâc giydirilir. Bu tâcın ışığı, güneş dünyâdaki bir eve konulduğunda onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’ân-ı Kerîm ile bizzat amel edenin ışığı nasıl olur, düşünebiliyor musunuz?” (Ebû Dâvûd.)  

Sa’d İbni Hişâm'dan rivâyet edildiğine göre şöyle dedi: Ben Âişe radıyallahu anhâ'ya; “Bana Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in ahlâkını (yaşayışını) anlatır mısın?” dedim. Âişe ; "Peygamberin ahlâkı (yaşayışı), Kur‘ân'dan ibâretti" cevabını verdi. (Ahmed.)  

• Sahabilerin on ayet ezberleyip onları hayatlarına geçirmeden yeni ayetlere geçmemeleri de bu konudaki meşhur örneklerdendir.  

3- İHLAS İLE;  

“Kıyâmet günü, aleyhlerinde ilk hükmedilen insanlar şunlardır:

Birincisi; şehîd edilen kimsedir. O, Allâh’ın huzûruna getirilir. Allah ona bahşettiği nîmetleri anlatır. O da, bunları îtirâf eder. Cenâb-ı Hak: "Öyleyse bunlara karşı ne yaptın?" diye sorunca adam: "Yâ Rabbi! Senʼin uğrunda şehîd edildim." der. Allah Teâlâ buyurur ki: "Yalan söyledin! Sen, yalnızca korkusuz ve cesur denilsin diye harbettin. Gerçekten öyle de denildi." (Sonra) onun hakkında emredilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

İkincisi; ilim öğrenen, başkalarına da öğreten, ayrıca Kur’ân okumakla da meşgul olan adamdır. O huzûra getirilir. Allah kendisine olan nîmetlerini anlatır. O da îtirâf eder. Cenâb-ı Hak: "Bunlara karşı ne yaptın?" diye sorunca adam: "İlim tahsîl ettim, onu başkalarına da öğrettim. Senʼin uğrunda Kur’ân da okudum." der. Allah Teâlâ buyurur ki: "Yalan söyledin! Sen ilmi, ancak âlim denilsin diye öğrendin; Kur’ânʼı da, ancak o kârîdir (kırâat ehlidir) denilsin diye okudun. Gerçekten, öyle de denildi." Sonra hakkında emrolunur ve ateşe, yani Cehennem’e atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.

Üçüncüsü; Cenâb-ı Hakk’ın kendisini (imkân bakımından) genişlettiği, malın her çeşidinden verdiği adamdır. O getirilir. Allah ona verdiği nîmetlerini anlatır. O da bunları îtirâf eder. Cenâb-ı Hak: "Öyleyse bunlara karşı ne yaptın?" diye sorunca adam: "Hakkında infâk edilmesini emir buyurduğun hiçbir yol bırakmadım. Malımı ancak Senʼin yolunda harcadım." der. Cenâb-ı Hak buyurur: "Yalan söyledin! Onları ancak, cömerttir denilesin diye yaptın. Nitekim öyle de denildi." Sonra hakkında emredilir ve Cehennem’e atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.” (Müslim.)  

4- ŞEYTANDAN ALLAHA SIĞINARAK;

Kur'an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah'a sığın! (Nahl, 98.)

Euzu besmeleyi sadece dil ile telaffuz etmek yeterli değildir. Asıl önemli olan, Kur’an okumadan ya da herhangi bir ibadete başlamadan önce kalben hazırlık yapmak, kafamızı başka şeylerle meşgul etmemektir.

Not: Kur'an okumadan evvel, ağzın misvakla veya temiz bir şeyle temizlenmesi gerekir. Kurtubî (rh.), Rasulullah'ın (sav.) namaza kalktığında veya Kur'an okumak istediğinde bu yola başvurduğunu bildirmektedir. (Nevevi, et-Tibyan.)

5- MANASINI BİLEREK DÜŞÜNEREK, DURA DURA;

Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik. (İsra, 106.)

Bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü canlandırıyor. Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık. (Hadid, 17.)

Kur'an'ı tane tane oku. (Müzzemmil, 4.)

Biz bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik Allâh korkusundan onu baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misâlleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. (Haşr, 21.)

Doğu tarafından bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur’an-ı Kerim’i okuyacaklar, fakat Kur’an-ı Kerim onların gırtlaklarından aşağı geçmeyecek. Onlar, okun av hayvanını delip çıktığı gibi dinden çıkacaklar; ok bir daha kirişine dönmediği gibi, onlar da artık bir daha dine dönemeyeceklerdir. Onların alameti, tıraştır. (Buhari.)

"Ey Allah'ın Rasulü (onların) alâmetleri nedir?" diye sordular da "Saçlarını kökten tıraş etmeleridir." buyurdu. (Müslim, Ahmed.)

Rasulullah (s.a.v.), Kur’an’ın baştan sona çok kısa bir sürede hatmedilmesini uygun görmemiştir. (Tirmizî, Ebu Davud.)

Kaynaklarda, Hz. Peygamber’in bazen bir tek âyeti okuyarak sabahladığı rivayet edilmektedir. (Ahmed.)

O, âyetleri ağır ağır ve üzerinde durup düşünerek, bazen de ağlayarak okurdu. Rahmet âyetleri gelince Allah’dan rahmet diler, azab âyetini okuyunca o azabdan Allah’a sığınırdı. Hz. Peygamber’in terbiyesiyle yetişen sahabeler de, önce on âyeti öğrenip gereklerini yerine getirebilecek derecede anladıktan sonra diğer âyetleri öğrenmeye geçerlerdi. (Bkz. İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdu’l-Mead.)

Bu konuyla ilgili olarak Hasan Basri (rh.) şunları söylemiştir: “Sizden öncekiler bu Kur’an’ı Rablerinden kendilerine gönderilmiş bir mektup olarak görür, geceleri onu düşünerek üzerinde çalışır, gündüzleri de onun gereklerini yerine getirirlerdi.” (Abdullah Siracuddin, Tilavetü’l-Kur’ani’l-Mecid.)

6- ÖĞÜT ALARAK;

“(Bu Kur’an), âyetlerini düşünsünler, tam akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz hayır ve bereketi bol bir kitaptır.” (Sâd, 29.) Hz. Ali şöyle der: “Haberiniz olsun, ilmin olmadığı bir ibadette / kullukta hayır yoktur. Anlayış ve kavrayışın olmadığı bir ilimde hayır yoktur. Düşünüp ibret dersi çıkarılmayan bir Kur’an okuyuşunda da hayır yoktur”(Dârimî.)

7- MÜZAKERE EDEREK;

“Bir cemâat Allah’ın evlerinden bir eve toplanır. Allah’ın kitâbını tilâvet ederler. Onu kendi aralarında ders edinip öğrenirlerse, onların üzerine sekînet iner, rahmet onları kaplar, etraflarını melekler sarar, Allah da kendi yanındakilere onları zikreder.” (Müslim.)

8- SIKICA TUTUNARAK;

“Gerçekten bu Kur’an, kendisine sıkıca tutunanları doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü’minlere kendileri için muhakkak büyük bir mükâfat olduğunu da müjdeler.” (İsrâ, 9.)

Rasulullah (sav.) vefatından kısa bir süre önce yaptığı veda konuşmasında şöyle buyurmuştur; “Ben size iki şey bırakıyorum. Onlara sıkıca sarıldığınız müddetçe doğruluktan ayrılmazsınız. Onlar Allah’ın Kelamı ve benim sünnetimdir.” (Muvattâ.)

9- SÜREKLİLİK İÇERİSİNDE;

Abdullah b. Amr b. Âs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Kur'an'ı devamlı okuyana (cennette) şöyle denir: Oku ve (cennet basamaklarında) yüksel. Dünyada tertil üzere (tek tek) okuduğun gibi (cennette de öyle) oku. Çünkü senin cennette yerleşeceğin yer, okuduğun âyetin sonundadır (ne kadar çok okursan, o kadar yükselirsin)." (Ebû Dâvûd, Tirmizî.)

Ebû Mûsâ'dan (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav.) şöyle buyurmuştur: "Bu Kur'an'ı sürekli okuyun ve ezberlerinizi tekrarlayın. Canımı elimde tutan Allah'a yemin ederim ki, Kur'an'ın hafızadan uçup gitmesi, devenin bağından kurtulup kaçmasından daha hızlıdır." buyurmuştur. (Müslim, Buhârî.)

Buradaki “hafızadan uçup gitmesi” sadece ezberlerin unutulması olarak algılanmamalıdır. Zira öğrenilen bilgiler belli aralıklarla tekrar edilmediği takdirde unutulacaktır.

10- DÜZGÜN OKUMA KAİDELERİNİ ÖĞRENEREK VE MAKAM İLE;

Kur’an-ı Kerim'i nasıl okumamız gerektiğiyle ilgili olarak Berâ b. Âzib r.a.'tan rivayet edilen hadis-i şerifte Rasulullah s.a.v. şöyle buyurmuştur: "Kur’an'ı seslerinizle süsleyiniz!" (Ahmed, el-Müsned, 30/451, 636; Dârimî, Fezâilü'l-Kur’ân 33; İbn Mâce, İkâmetü's-Salât 176; Nesâî, es-Sünen, İftitâh 82)

Rasulullah’ın (sav.) şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Kur’an'ı ahenkli okumayan bizden değildir." (Ahmed, Dârimî, İbn Mâce, Ebu Davud.)

11- EVLERİMİZDE SESLİ BİR ŞEKİLDE;  Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz. Şüphesiz şeytan, içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar.” (Müslim.)